
Sırtımıza hançeri vuranları tanıyorduk ama faili meçhul cinayetlerin maktulü gibi görünmeyi yeğledik dostlarımızdı diyecek değildik, bu yüzden gidişlerimiz olmadı Hiç, bundandır kaçışlarla tanışıklığımız. kök salamayışımız, sohbetimize kurşun sıkılması bundan..Koşmak delicesine sevdaya yürümek sevdaya ömür boyu yılların nasıl geçtiğini düşünmezdik beraberken üşümezdik sokaklarda yollar bize kısa caddeler bize dar gelirdi asla yalnız kalmazdık senin bir parçan bende benimki sende biz sevmeyi biliyorduk biz düş kurardık.Yine diyorum ki sevmenin zamanı yoktur ve çözülmeyecek şeyleri sevgiyle çözersiniz o sevgi yumağını içinize bir gün alabilirsiniz ne sizin hüzünleriniz kalır neden karşındakinin.
Karanlık gecede ışıksın penceremden süzülen aydınlıksın sen hazan mevsiminde ben yaşardım yalnızlıklarda gözlerine baktığımda gülmek vardı hayatımda bir sen varsın birde yine sen seni seviyordum. Çığlıklar kalıyor yankılarında çıkmaz koridorların. kuşlar şiir göğü boyayıp geçiyorlar. Kapanırken yüreğimin yaraları usulcada olsa kan sızıyordu çeperinden sessizce kanıyordu isimsiz sevdaların ardından söylenen türküler gibi ağlıyordu bir başına.Bu gün sen gidiyorsun bulutlarda ağlıyor gidişine. Karanlık dağlardaki ak çiçek yıldızlar aşkımıza şahitlik edecek dil şad olacak diye bilmem ki daha kaç bahar geçecek belki mevsimler bitecek, kuşlar göçecek ama aşkımız sonsuza dek sürecek sonsuza dek...Yorgun eylüllere değmiş bakışın. saçlarında hangi mevsim uyandı. söndü gözlerinde nice yıldızlar, gölgene dokunan denizler yandı.Fırtınalar kopar, yüreğimin prangalarında. Şakır şakır şakırdar, zincir sesi kulaklarımda, ellerim titrer, sesim çıkmaz avazlarımda.Yaşam insanıdır hayata dair seninle var olmak bu dünyada aynı yeryüzünde havayı koklamak ne güzeldir bir bilsen iyi ki varsın. Onların gözlerine bakınca gülüşün gelir aklıma Yüreğinin altında aşk'tan sırılsıklam olmak en güzel duygu Yağmurları sevdiğim gibi Seni seviyorum..Seni görüyorum, susuyorum ömrümdeki en çığlık makamda ve yine bir çığlık makamda nasıl susulur ben sende öğreniyorum .Hani kendiliğinden düşer ya ateş yüreğine yanarsın, ve sonra bir titremeye mağlup olur bedenin üşürsün, çünkü soğuktur sevda ateşi zamansız bir sonbahar ve sarı bir yaprak düşer yavaş yavaş yere ve bir aşk başlar, sevda yanar yıllarca bekleyişin ardından.Yapraklar dökülür her sonbaharda gözümden yaşlarda,yapraklarla bir aşkın hazin öyküsü gelir aklıma, her sarı yaprakta,bir aşkın daha bitişi yaprak doğaya aşıktır ağaçsa yaprağa ama rüzgarla savrulur düşer hayat verir toprağa.Geceleri uyuyorsam artık çok zamandır düşlerime girmiyorsan güneş aydınlatıyorsa gündüzümü bil ki seni unutmuşum demektir.Eğer ki dinlersen suyun sesini rengine bakarsan daldığın ufkun esen rüzgârlara kat nefesini nefesin gerçeği sana okusun.Aşksa bu gecelerce seni düşünmek haberin bile olmadan sensizliğe kanmak yudum yudum zehirlemeli,zehirlesin beni alabildiğine yalnızlıksa bu.Sen beyaz güvercin konar göçersin bense ayrılıkları sayıklamaktan adını unutmuş yorgun bir şairim fakat çok iyi bilirim gözlerinden girilebilir ancak cennetin mavi bahçelerine..Düşlerin bittiği yerde gerçekler başlar düşlemek çok güzel ama gerçekler zor inan gerçekler zor.Bir haykırış acımasız yarınlara,yollar dağlı sensiz yaşam bozuk haykırıyorum ebedi sana,umuda haykırmak inanç seslenişi seni seviyorum. Bıraktım yalnızlığı sana geldim sonsuzdan kaçtım sana geldim kollarında bir ben yada ölü bir bedenim seni seviyorum birtanem,bu beden senin. Şakağımdaki kirli namlunun sıcaklığında, ta göğsümü delip geçen isyan haykırışında, sensizliğin yokluğunda, yapayalnız yine ben vardım.Bir temmuz günü terkettiğin bu şehre yalnız dönmeyeceksin. biliyorum ve korkmuyorum artık koridorlar, caddeler ve sisli akşamlar olmayacak hayatımda.