21 Ekim 2008 Salı

Çok Feminist Uyandım Bu gece



(Kadın siyasi olmanın kilosu kaça?)

Daha 16 yaşlarımdayken, babam beni “ 6. Filoya hayır ! Yanki go home!” sloganları atarken toparlardı Alsancak limanından. Kantar karakolundaki polisin elinden çekip alırken “o daha çocuk” diyordu. İçimden -sen öyle san- diyordum babama.
Evde konuşuyorlardı annemle:
-Bu bir de erkek olsaydı ne yapardık?küfür,erdem,filo,
-Evladı doğur, huyunu doğurama, diye hayıflanıyor annem.3 ablası var bu sahiden de değişik, diyor babama.
Kocaman bıyıkları altından azıcık da memnun gülümsüyor babam.
-Erkek gibi yetiştirdik, ondan.
-Etek giydiremedim ben bu kıza.Elinde sigara sokaklarda erkeklerle beraber miting geziyor bu.Başına bir iş gelecek.Yanacağız hep beraber, diye ağlamaklı annem.(1970 yıllardan sözediyorum..sağ-sol çatışmalarının en yoğun olduğu, gençlerin birbirlerini sokaklarda öldürdüğü zamanlardan)
Gideceğim okulu bile ana babam seçiyor. Ben nasıl anlatacağım bunlara siyasetçi olacağım diye? Ben siyaset yapmalıyım!!!
(Kısacık bir anı geliyor aklıma. Anlatılan sahici bir yaşanmışlık. Köyün delisine çıkmış adamın birinin adı. Elinde uzunca bir sopa. Bağlama gibi tutmuş..Çalma hareketi yapıp, bağlama sesi çıkarıyormuş bütün gün ve türküler söylermiş söz müzik kendine ait.Biri takılmış,- güzel çalıyorsun sen bu sopayı!
Ağzından kötü bir küfür çıkarmış adı deliye çıkan:
-Zamanında bana bir saz alsalardı böyle mi olurdu?benim Aşık Veysel!den neyim eksik?)

-Başına bir iş gelmeden evlense şu kız diyor, annem.
-Bu kız Anakara’da okuyacağım diye tutturursa, işte o zaman hiç geçemeyiz önüne, diye mırıldanıyor babam.
Haklı..parası yok ki nasıl okutacak beni Anakara’da?..Acilen para kazanmalıyım. Kendi gelecek planlarımı uygulamak için param olması şart derken, kendimi evlenmiş, aklım sıra daha özgür buluyorum.Daha 19 yaşımdayım Diyorum ki içimden: kocamı ikna etmeliyim siyasetçi olabilmem için....nerde? Para kazanıyorum da, ağzımı bile açamıyorum.
Taa ilk gençliğimden beri, bir cümleyi geçiririm içimden:
-Neden dünya liderleri hep erkek? Cevap yine bende:
- Boş vakitleri çok da ondan.
Yaşım uygun...siyasete atılmalıyım diyorken, bir bakıyorum anne olmuşum. Bu büyüsün azıcık.Görün bakalım nasıl olunurmuş siyasetçi?.
İş-eş-çocuk üçgeninde boğuşurken oğlumla birlikte büyüyorum zaman içinde.
Benim siyasetçi olabilmem için önce param sonra da babamla kocamın onayı gerekiyordu. Sonra oğlum... onu nasıl bırakıp da gidecektim ki siyasi arenalara.?
Bekliyorum.Sonra bir oğul daha katıyorum kucağıma. Bunlar büyüsün az sonra siyaset diyorum.
Oğullarım büyüdü. Büyük öğretmen oldu. Şimdi üniversite okumamın sırası diyorum ve 41 yaşında üniversite sınavına giriyorum. 45 de mezun oluyorum. Emekliyim. Ne yapacaksam ben bu diplomayı? Lider olacağım olmasına da, boş vaktim yok. Çocuklarımın okul-eğitimleriyle ilgilenirken bir de bakıyorum kayınvalide bile olmuşum.
Siyasi olacağım da iznim yok yetkili makamlardan Hemcinslerimden bile destek yok.
-Ne biçim kadınsın sen, diyor biri. Emekli olmuşsun...evin, eşin çocukların.Ne siyaseti?
Daraldım. (zamanında bana bir saz alsalardı böylemi olurdu?.....)
Siyasete atılmak için izin almam gereken makamlardan ,ölümüyle birlikte babam çıktı devreden...yerine iki yetkili daha katıldı..Doğurduklarım.
(bir alıversem şu devletin ekonomisini ele..görün bakalım nasıl idare edilirmiş diyorum içimden. Ben 2 soğan 3 patatesle 3 çeşit yemek yaratıyorum mutfağımda...küçümsemeyin kadını diyorum)
Seçimler yaklaşırken partilerin kadın adaylarına bakıyorum. Ne kadar az. Neden ? sorusunun cevabı yine bende...Aday bayanların paraları var..Ünlü bir kısmı.. bekar, ya da eski siyasilerden varis siyasetçi bayanlar...babadan kıza ,ya da kocadan eşe veraset yoluyla geçmiş gibi. (keşke kocama kızlık soyadımı verseydim ben de diye,söylenip, gülüyorum)

-Erkekler bizi kıskanıyor. Aklımızı,pratik zekamızı, anaç davnışlarımızı, tedbirli yürümelerimizi hazmademiyorlar.Rakip görüyorlar kendilerine. Bir de onların boş vakitleri çok.
Şimdi içimden bir soru daha geçmekte:
-Kadın siyasi olmanın kilosu kaça?
-Benim lider olabilmem için kaç para harcamam lazım? Ve illaki arkamı eşime çocuklarıma dönmem mi gerekiyor?
Hem aile çevremi, hem görüşünü benimsediğim siyasi partiye kaç para hibe etmem lazımdı?

Dedim ya, çok feminist gördüm bugün kendimi.

(Oysa yaşamı olduğu gibi kabulenenlerdenim.HümanİST lik dışındaki hiç bir” İST “uymaz bana. Kadın kadın gibi, erkek erkek gibidir bedensel ve duygusal anlamda...Böyle de yaşamalıdır...ancak;
Erkek gibi kadın sözü- benim için diyorum-
İçinde bulunduğum dünyanın aykırı çocuğu ben...Seviyorum cesaretimi. Başaramamış olsam bile mücadelemi, dik duruşumu seviyorum.

SEZER NİŞANCI

Hiç yorum yok: