19 Ekim 2008 Pazar

Sana Gel Diyemem


Sana gel diyemem
Ben kendimden gideli çok oLdu,
Yüreğime ayazlar vurdu,
Şarkılarım öldü benim bugün,
Ve ıslak bir cama vurdu çocukluğum.
Küf kokan bir gece devriliyor üzerime, İçimdeki kentler darmadağın
DiLimde ıslatmaya kalktığım cümleler hayatın akışında…
Pişmanlıkllar ayak bağım, keşkeler için artık çok geç..
Belki sabahlarım nedenler ile dolar taşar ve bir soru işareti olurum kendimde.
Belki de kıyametler koparırım kendimde kim bilir.
İliklerime kadar hissediyorum ölümü
Ama korkmuyorum.
Şimdi bakışlarımdan şiirler düşüyor,
Ve vuruyor beni dört bir kodan,
Eşkıya duygularımı tutukluyorum göğüs kafesimde,
DeLi gömleği giydiriyorum düşlerime.
Aynalarda hüzün rengi; bakışlarımda mana yok.
Karantina zamanlara sıkıştırılmış, gülüşlerimin tozu avuçlarımda
Ve gecenin körü çarpıyor suratıma.
Kim hesaplayabilir ki gönül kırıklarımın hacmini…
Kıldan ince hasretimin keskinliği ve atomdan ağır sevdamın yok edici yakıcılığında,
bir ben biliyorum gecelerin bitimsiz uzunluğunu…

Hiç yorum yok: