
Saf bir Keder ve Hüzünden kalma bir gözyasi elimde
Ve düsünüyorum,
Güller suyu bol olsa yine solarmi diye..
Hatiralar bende kaldi, gölgem sanki
Sizlatir icimi ondan kalma kirintilar
Zalimin yüregi sizlarmiki?
Gönlüme söz gecirmek zor
Cevabimi bildigim icin, unut demeye dilim varmiyor..
Simdi yerlerdeyim, yakasinda tasiyamadi beni
Yerlerde sürüklemeyi marifet bildi
Catalini yüregime öyle bir batirdiki..
Yildiz gibi, önce parladi sonra kayip gitti, ben baka kaldim
Mühürü kalbimde, eserinin imzasi gözyasim..
Sen sustunmu hic günlerce?
Günlerce gözlerini kirpmadan tek bir yöne baktinmi
Aglarken, Gözünden akan yasin yanaklarindan süzülüsüne dikkat ettinmi?
Sen tam kosmak üzere iken dizlerinin üsütne yigildinmi?
Simdi tutukluyum..
Hatiralarinla tek göz odada oturuyorum
Onlarla doyup onlarla uyuyorum
Kelepcelerim sevgin..
ALINTI
1 yorum:
Geriye bakınca anılara sürüklenirsin, bir bir dökülür anılar, bazen sade bir tebessüm, bazende gözlerin buğulanıverir. Siyah beyazdır anılar ve susmakla geçmiştir bir ömür ve onca yükü sırtında taşıyarak....
Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde, ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri. Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum
Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum!
Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik…
Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki. Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor. Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim...
Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz. Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla. Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum... Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde? Kocaman bir hiç! Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan…
Öyle anlamsızki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum…
Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini… Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken... Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı... İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan.
İşte yine susuyorum; siyah bir geceye dönüyor her anım ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı. İçimdeki çocuk ölüyor... Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum. Elimden kayıp gidenlerden korkmadığımı bilmiyor ki hiç biri…
ve ben hep susuyorum...........
sevgi ve dostlukla.
Yorum Gönder